23 Ekim 2008 Perşembe

Köpeğimi Nereden Almalıyım?


Bazen ne yazık ki köpek alınacak en doğru yerin bir petshop olduğunu düşünürüz.
Sabırsız bir millet olduğumuz için köpek almaya karar verdikten sonra köpekleri tanımak için vakit ayırıp, hayatımızın köpekle birlikte nasıl olacağını düşünmek yerine hemen en yakın satıcıya gidip istediğimiz köpeği alır ya da sipariş ederiz. Hatta bazen önünden geçerken vitrinde süs eşyası gibi satılan bebekleri görüp “ah canıımm, ne de şekeerrr” diyip alıveririz. Irkının bize uygun olup olmadığı, karakteri, sağlığı, ne şartlarla orda bulunduğu hiç aklımıza gelmez. Çoğumuz bu bebeklerin nereden ve ne şartlarla geldiğini bilmeyiz.
Bazı ülkelerde puppymill adı verilen hayvan hakları korumacılarının buraları kapattırmak için ciddi savaşlar verdiği köpek üretim çiftlikleri vardır. Bu yerlerde son derece sağlıksız ve kötü şartlarda bebek üretimi yapılır. Köpekler baska hic bir köpekle temas ettirilmeden tamamen asosyal olarak hayatları boyunca ancak sığabildikleri bir kafeste tutulurlar. Hiç bir sağlık kontrolünden geçmedikleri gibi yiyecek ihtiyaçları da tam olarak karşılanmaz.
Köpekler sürekli olarak her dönemlerinde çiftleştirilmeye zorlanır. Doğan bebeklerin bir çoğu ölür, kalanlar da hemen anneden ayrılır ki, anne diğer dönemine bir an önce hazırlanmaya başlasın.
Bebek doğurabilen köpeklerin ne durumda olduğu kesinlikle önemli değildir. Sakat, kör, hastalıklı da olsa doğurabildiği sürece orda tutulurlar. Anne köpekler en fazla 4-5 yaşlarına geldiklerinde ölürler.
puppymill'ler birer barınak değildir, barınaklardan bile kötü, sadece para kazanmak için kurulmuş, insanların bencil isteklerine hizmet eden hayvanların yavaş yavaş öldürüldüğü yerlerdir.
puppymill


Doğan bebekler tabi ki hem bedensel hem de psikolojik olarak sağlıksız olurlar. Bu şartlarda doğan bebeklerin ne kadar sağlıklı olması beklenebilir ki? Zaten kötü durumdaki bebeklerin bir de satış noktasına gelene kadar geçirdikleri çileli yolculukları var. Bu sırada diğer bir çok hayvanla bir arada tutulan bebekler, ilaçlar vitaminlerle satış sırasına kadar sağlıklı tutulmaktadır. Bazen bebeğimizi aldıktan sonra bir kaç gün içinde ölürler, bazen de bağışıklık sistemi kuvvetli olmadığı için hayatları boyunca bir çok hastalıkla boğuşmak zorunda kalırlar.
Sizin hem kısa vadede hem de uzun vadede sağlık, karakter ve ırk standartları açısından mağdur olmamanız için lütfen bebeklerinizi bilinçli üreticinin köpeği olan bir anne altından ve seçerek, veteriner hekimi ve eğitim uzmanı tavsiyesi ile alın. Petshoplardan ya da pazarlardan alıp bu cinayeti desteklemeyin. Unutmayın talep olmazsa arz da olamaz.
Bu puppymill denen yerlerde üretilmemiş de bir evde sahibi tarafından üretilmiş bebekler olsalar bile, her kişi köpeğinin sağlığına aynı derecede önem vermediği, yetiştiricilik, ırk standartları ve eğitim konularında yeterli bilgiye sahip olmadığı için ne yazık ki ırk kalitesi günden güne bozulmaktadır. Öyleki etrafımda golden ile terrieri çiftleştirip bebeklerini golden diye satmaya çalışan insanlar gördüm. Ya da bir kuvas ile goldeni çiftleştirenler de var. Çıkan yavrular goldena çok benzer ama karakteri tamamen farklıdır.
Bir köpek alacaksak önce ne istediğimize karar vermeliyiz. Özel bir ırk istiyorsak, istediğimiz ırkın özelliklerini inceleyip, hakkında araştırma yapıp, almadan önce bu ırka sahip insanlarla temasa geçip, bize uygun olup olmadığına karar vermeliyiz. Bize uygun olduğunu düşünüyorsak o zaman bilinçli bir üretici bulmaya çalışmalıyız. Yurt içinde istediğimiz ırkın bilinçli bir üreticisi yoksa (ne yazık ki ülkemizde hala ırk standartları derneği yok, olanlara da bütün köpekler kayıtlı değil, bununla birlikte, gerçekten bilinçli üretim yapan kişiler ve çiftlikler var. Mutlaka araştırıp danışarak bu kişileri bulmak gerekir.)o zaman yurt dışından kesinlikle gidip yerinde görüp bize uygun olan yavruyu bizzat seçerek almalıyız. Gidemiyorsak güvenilir bir aracı bulmalıyız. Üreticinin üreticiler birliğine kayıtlı olduğundan emin olmalıyız. Bebeklerin insancıl şartlarda üretildiğinden, sagliklarindan emin olmalıyız.

Bilinçli üretici nedir ve nasıl olmalıdır biraz da ondan bahsedeyim.
Bilinçli üretici bebek daha doğmadan anne ve babanın soy ağaçlarını inceleyerek işe başlar.
Genetik hastalıkları olmayan, soyunda mental sorunlar olmayan, ırkının standartlarını hep korumuş bir soydan gelen anne ve baba tercih edilerek çiftleştirme yapar. Anne ve babanın her ihtimale karşı bütün sağlık ve davranış testlerinden geçmesini sağlar. Irkının özelliklerine yatkın oldukları hastalıkları taşıyıp taşımadıklarını araştırır. Anne köpeğe hamileliği boyunca gereken ilgi ve özeni göterir. Stresden uzak bir süreç sağlar.Vitamin ve mama desteğini bilinçli bir şekilde düzenler. Anne köpeğin doğum yapacağı yeri iyi seçer. Bebeklere doğdukları andan itibaren özen göstermeye başlar. Bebeklerin verilme zamanı gelene kadarki dönemde sosyalleşme ve davranış eğitimleri, zihin ve bedensel gelişimleri için gerekli ortamı hazırlar. Parazit ve aşılama tedavilerine vaktinde başlayıp, bebeklerin hastalanmalarını ve sosyaleşme dönemini kaçırmalarına neden olacak gecikmeleri önler. Bebeği kayıt altına alır. Bebekleri her isteyene değil gerçekten bilinçli alıcılara verir.

Bilinçli alıcı ise ne ırk alacağına karar vermiş olur. Alacağı ırkın standartlarını bilir, alacağı köpeğin bir can olduğunu aklında tutup gerekli tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek durumda olduğunun farkında olur. Bebeğini gidip anne altından karakter testi yaparak seçer ya da karakter testi yapabilecek bir bilirkişi ile birlikte gider. Bebeklerin anne ve babasını görür, karakterlerini inceler, veteriner kontrolünde olduklarından emin olur.

Ülkemizde köpekleri standartlara uygun şekilde almak isteyenler için de bir kurum var. Köpek ırkları federasyonu bugün ülemizde çok önemli gelişmelere imza atmaktadır. Eğer tercihiniz ırk bir köpek almaksa köpeğinizi mutlaka fedarasyona bağlı bir üreticiden almalısınız. Merdiven altı tabir edilen yerlere ve kişilere asla prim yaptırılmamalıdır. Bşarılı gelişmeleri takip etmek ve iletişim için kıf resmi sitesinden kendilerine ulaşabilirsiniz.  http://www.kif.org.tr



Bununla birlikte özel bir amaç için değil de sadece can dostu olsun diye bir köpek alacaksanız, sağlığından emin olmadığınız, nasıl üretildiğini bilmediğiniz bir bebeğe bir çok para dökerek almaktansa, barınaklardaki ilgi, sevgi ve bir lokma ekmek bekleyen canlardan birini kurtarabilirsiniz. Kırma köpekler büyük çoğunlukla sağlıklı genleri taşırlar ve daha sorunsuz olurlar. Pet olmaya çok uygundurlar. Hatta her köpekteki koruma içgüdüsü ile çok iyi birer bekçi olurlar. Irk standartlarında dereceye giremeseler de yetenek yarışmalarında derece alabilirler. Çocuğunuza fedakar bir bakıcı, ailenize dost olurlar.
Aynı şekilde ileride sorun yaşamamak için barınaklardan alacağınız köpeği de davranış uzmanı ile birlikte seçmeniz yerinde bir davranış olur. Karakter tahlili yaparak alacağınız bir can ile uzun süreler daha mutlu yaşayabilirsiniz.

Bunları yazarken gerçektem içim sızlıyor. Ülkemizde kaç kişinin, bebeğini alırken, annesini ve babasını gördüğünü, kardeşleri arasından karakter testi yaparak seçtiğini ya da can yoldaşını almak için ilk önce barınaklara gittiğini merak ediyorum.

Daha bilinçli köpek sahipleri olabilmek dileği ile...

Neşe Öztürk

Pozitif Eğitim Nedir?

Eğitim köpeklerimizle iletişim kurabilmenin ve hayatımız boyunca onlarla ortak bir dil oluşturabilmemizin, ortak duygular geliştirebilmemizin ilk şartıdır. Vereceğiniz eğitim köpeğinizle aranızdaki iletişimin derecesini oluşturur. Güvene dayalı bir sistemde köpeğinizin öğrenme becerilerini geliştirirken aranızdaki iletişimi de kuvvetlendirmiş olursunuz.

Pozitif eğitim sistemleri, hem insan hem de bütün canlılarla doğru iletişim kurabilmek isteyen insanların benimsediği, hayat tarzı olarak kabul ettiği, ödül merkezli, yapılan doğruları ödüllendirip, yanlışları göz ardı etmeye dayanan bir sistemdir ve canlının psikolojisini bozacak, kişilikliğini silecek, canını yakacak, sindirecek hiçbir fiziksel ceza içermez. Köpeklerimizin eğlenirken öğrenmesini, zekalarını geliştirmesini ve diğer canlılarla iletişim kurma becerisi kazanmasını sağlar. Pozitif eğitim sistemi her yaşta uygulanabilir ancak eğitime ne kadar erken başlarsak becerileri kazanmaları ve sorunların önlenmesi o kadar kolay olur. Sorunları önlemek tedavi etmekten her zaman daha kolaydır. Bu yüzden bebeğimizle yaşamaya başlamadan önce onunla nasıl yaşayacağımızı öğrenmeye, bebeğimiz geldiği andan itibaren de eğitimlere başlamalıyız.

Pozitif köpek eğitmeni olarak benim misyonum, köpeğinizle güvene dayalı sağlam bir ilişki kurmayı, sorunlar oluşmadan önlenmeyi, oluşan sorunların üstesinden gelmeyi ve nasıl itaatkar olacaklarını sizlere öğretmektir. Köpeklerimizle kurulan dostluklar, her ilişkide olduğu gibi çaba gerektirir, onunla vakit geçirmeyi ve eğitimiyle, profesyonel eğitmen gözetiminde bizzat ilgilenmeyi gerektirir.

Bu yorucu ama zevkli başlayan süreçde, sizin ömür boyu alacağınız ödül, sadık dostunuzun gözlerindeki minnet, sevgi ve bağlılıkdır. Bundan daha büyük bir ödül olabileceğini sanmıyorum.

Pozitif Köpek Eğitmeni

Neşe Öztürk