28 Ağustos 2008 Perşembe

Köpekler İçin Birkaç Oyun


Köpeğimi Nasıl Yorabilirim Diyorsanız, Köpeğiniz İçin Birkaç Oyun :))

Ne yazık ki günümüz şartlarında baktığımız köpeklerimizi gezdirmek için çok uzun zamanlar ayıramayabiliyoruz. İşden ya da okuldan yorgun geliyor, üstüne bir de evdeki bazı işleri halletmemiz gerekiyor, yemekdi, ortalıkdı derken..... Bazen de rahatsızlık, sakatlık gibi durumlar gündeme gelebiliyor. Hal böyle olunca köpeğe ancak bir tuvalet molası kadar zaman kalıyor. Yorgun argın dışarı çıkıyorsunuz, tuvaletini yapsa da içeri girsek diye gözünün içine bakıyorsunuz. Ama onun derdi başka, oyun oynamak, gezmek, evde yatarak geçen tüm günün enerjisini boşaltmak istiyor. Sizin bütün gün dışarıda yorulduğunuzu ya da rahatsız olduğunuzu nereden bilsin? Bazen de o kadar hiper aktif bir köpek oluyor ki, saatlerce yürüyüş onu yoramıyor. Bebekler özellikle uyku satlerinin dışında sürekli aktiftirler.
Bu gibi durumlarda siz kendinizi daha fazla yormadan onun enerjisini boşaltmanın yollarını ararsınız. Çünkü aksi halde evinizin başına gelecekleri daha önce görmüştünüz!

**Önemli: Köpeğimizi yürüyüşe çıkarmak sadece onu yormak ve tuvalet ihtiyacını gidermeyi değil, onun etrafını tanıması, yeni ve eski kokuları alarak etrafdaki canlılarla ilgili bilgi edinmesi, sosyalleşmesi, kas ve zihin gelişiminin sağlanması gibi köpekler için çok önemli günlük aktiviteleri de içerir. Ne olursa olsun, ne kadar yorgun olursanız olun hiç değilse bir yarım saatinizi yürüyüşe ayırmanız gerekir.
Dışarı çıktınız yürüdünüz, yürüdünüz siz yoruldunuz ama köpeğiniz hala etrafa bakınıyor,eve gitmek istemiyor. Bazen köpeklere enerjilerini atmak için bu düz yürüyüşler yetmez, özellikle hiperaktif bir köpeğiniz varsa! Yürüyüşler dışında onu yormanın başka yollarını da bulmanız gerekir. Kendi köpek arkadaşları olmalı, onlarla oynamalı, enerjisinin büyük kısmını onlarla atmalı. Sürekli insanlarla olması doğru değildir ama eğer her zaman bir arkadaş bulamıyoruz, evde de hiç durmuyor diyorsanız hem dışarıda hem içeride enerjisini atmasına, bedeniyle birlikte zihnini de yormasına yardım edecek bir kaç oyun tavsiyem var.

koş getir
Koş-getir: bu oyunu oynamak için köpeğinizin ilgi duyduğu bir objeyi seçin, top olabilir ya da sevdiği başka bir oyuncak. Atıp size doğru getirmesini bekleyin,tekarar atın. Bu oyunu köpek oyuncakları satan bir mağazadan alacağınız firizbi ile de oynayabileceğiniz gibi, bir yoğurt kapağını firizbi gibi kullanarak da oynaya bilirsiniz.

Sakla-bul: yine sevdiği bir objeyi geniş alanda ya da ev içinde bir yere saklayın. Saklamadan önce objeyi elinizde görmesini ve koklamasını sağlayın ama sakladığınızı görmesin. ilk başlarken kolay bulabileceği yerlere saklamak gerekir ki şevki kırılmasın ve başarı duygusu ile daha severek oynasın. Sakladığınız objenin yerini belli edecek şekilde kazma, havlama ya da bakma gibi hareketler yaparsa yine de kabul edin ve onu ödüllendirin. Daha sonra bul ya da ara gibi bir komut da ekleyebilirsiniz. Bulduğu zaman ona ödül verin.
Yine aynı oyunu oyuncağın ya da mamanın üstüne bir obje kapatarak da oynayabilirsiniz mesela bir kova, konserve kutusu gibi.

Saklambaç: dışarıda ya da evde saklanabileceğiniz dolap içi, koltuk ya da çalı arkası gibi yerlere saklanarak bekleyin, sizi aramaya başlayacaktır, eğer sizden uzaklaşırsa hafif bir ses çıkarın. Bulduğunda ödüllendirin.

-Dikkat! Bu oyun, köpeğiniz iyi eğitimli değilse ve kalabalık bir bölgede oturuyorsanız, dışarda oynamak için uygun değildir.

baloncuk yakalama
Baloncuk yakalama:
biraz sıvı deterjan ve küçük bir halka ile bu oyunu kolayca hazırlayabilirsiniz. Hazır satılan şekilleri de var piyasada. Deterjanlı sıvıya halkayı batırıp çıkarın ve halkanın ortasına doğru üfleyin, çıkan baloncukları yakalamaya çalışırken çok eğlenecek.

Engellerden atlama: bu oyunu da hem evde hem dışarda rahatlıkla oynayabiliriniz. Evde bir marangozdan alacağanız 5cm eninde ve 1metre uzunluğundaki bir çıtayı kullanarak ona, üstünden atlayabileceği bir engel oluşturabilirsiniz. Engeli önce yere yakın tutmalısınız,üstünden atlamaya alıştıkca azar azar yerden yüksekliğini artırabilirsiniz. Çıtayı yerden yükseltmek için çeşitli malzemeler kullanabilirsiniz, mesela kitapları üst üste koyarak ve yavaş yavaş yeni kitaplar ekleyerek bunu yapabilirsiniz. Sandalyeleri birleştirerek de engel oluşturabilirsiniz. Dışarıda bu oyunu banklarla ya da çit bitkileri ile oynayabilirsiniz.

yüzme
Suyla oynamak - yüzmek: Bir bahçeniz varsa ve köpeğiniz suyu seviyorsa,tazzikli suyla onu koşturabilirsiniz. Özellikle sıcak yaz günlerinde çok severek oynayacakları bir oyundur. Denize yakın bir bölgede oturuyorsanız denize girip yüzmesini sağlayabilirsiniz. Bu şekilde hem yorulur hem de çok iyi bir egzersiz yapmış olur. Denizde top oynamak çok hoşlarına gidecektir. Öncelikle suya girmeye alışmış ve gel komutunu öğrenmiş olmalı.
-Dikkat! Eğer köpeğinizin bir eklem sorunu varsa tazzikli su oyunu uygun olmayabilir, ani dönüşler ve ıslak alanda yapılan hızlı hareketler eklemlerine daha fazla zarar verebilir ancak denizde yüzmek özellikle eklem rahatsızlığı olan köpekler için tavsiye edilen bir egzersizdir.

ipli top
Ucuna ip bağlanmış toplar. Çocuk oyuncakları satan mağazalarda futbol topu büyüklüğünde ucuna ip bağlanmış toplar satılır. Bu topları ya siz bir ucundan tutarak ya da ipini bir direğe ya da tavana top yere değmeyecek şekilde yüksekten bağlayarak oynamasını sağlayabilirsiniz. Eğer böyle bir oyuncak bulamadıysanız aynısını kendiniz de yapabilirsiniz. Oyuncakcılarda bulabileceğiniz bir peluş topa yapı marketlerde satılan halatlardan 1-1.5 metre kadar alarak dikebilirsiniz.

Uzaktan kumandalı küçük oyuncaklar. O oyuncağı kovalarken siz sadece kumandayı tutarsınız.

Kong: Köpeğinizin mama yerken de eğlenerek meşgul olmasını sağlayabilirsiniz. Kong içine mama koyulabilen sert kauçuktan bir oyuncaktır. Yere düştüğünde gürültü çıkarmaz, bazı oyuncaklar çok ses çıkarır ve köpekler de bu sesden huzursuz olarak oynamak istemezler. Mamayı içine koymadan önce kaşar peyniri ile ısıtarak birbirine yapışmalarını sağlarsanız çıkarması daha da zor oluyor ve bu da daha çok efor harcamaları anlamına geliyor. İçine mama koymadan da severek oynadıkları bir oyuncaktır kong, ağızlarına alıp yere attıklarında zıplayıp uzaklaşıyor ve peşinden koşup tekrar yakalamaya çalışıyorlar.

Köpekli sporlar: Bir çiftlikte prosefyonel eğitmenler eşliğinde, agility, frisbee, flyball, doggy dancing gibi aktiviteler yapabilirsiniz. Bu aktiviteler köpeğinizi hem bedensel hem de zihinsel olarak yorarken aynı zamanda köpeğinizle aranızdaki iletişimi, köpeğinizin size daha çok odaklanabilme becerisini de geliştirir.




**Eğer şehir içinde yaşıyor ve köpeklerinizi oynatacak yeşil alan bulamıyorsanız belki yaz aylarında yakınlardaki bir okulun bahçesini ya da kışın daha az kullanılan kapalı basket sahalarını kullanabilirsiniz.

Köpeğinizi yorarken hiç bir zaman “sadece” yormayın. Mutlaka zihinsel gelişimini destekleyecek oyunlar oynatın. Köpeğin sakinleşmesinde, zihinsel yorgunluk bedensel yorgunluktan çok daha etkilidir ..

Neşe Öztürk

9 Ağustos 2008 Cumartesi

Başarılı bir eğitimin 12 temel kuralı

Başarılı bir eğitim için 12 temel kural

1-Hedef belirleyin; eğitime başlarken yada yeni numaralar öğretmeye başlarken bir hedef belirleyin,yapılan çalışmaları not alın. Böylece gelişimini takip edebilirsiniz.

2-Gerçekci olun;
köpeğin daha önce bir ortamda öğrendiği davranışı, ilk defa çalıştığınız değişik ortamlarda hemen ortaya koymasını beklemeyin.

3-Sevecen olun;
köpeğinize kendisinden neler beklediğinizi pozitif yöntemlerle öğretin.

4-Fiziksel cezadan kaçının;
köpeğin gelişim döneminde fiziksel cezalar uygulamak eğitimin gerilemesine neden olur.

5-Etkili ve zamanında ödüllendirin;
doğru davranışlar sergilediğinde yerinde ve zamanında ödüllendirin. Kafasını okşamak hoşuna gider ama çoğunlukla yeterli olmaz. Ona verecek lezzetli mamalar ve oyuncaklar her zaman elimizin altında olmalı.

6-Cömert olun;
doğru davranışları her zaman bol bol ödüllendirin ve beklenmedik doğru hareketleri de her zaman oyuncak, mama, sevgi ile ödüllendirin. Ona, onun farkında olduğunuzu hissettirin.

7-Sık çalışmalar yapın;
kısa süreli sık çalışmalar yaparak davranışın yerleşmesini hızlandırabilirsiniz. Uzun süreli çalışmalar sıkılmasını sağlayabilir ve bir sonraki çalışmaya daha isteksiz başlamasına neden olur.

8-Sabırlı olun;
her köpeğin öğrenme hızı farklıdır ve genelde bizim beklediğimizden yavaş öğrenirler. Köpeğinize karşı sabırlı olun ve öğrenme aşamasında her zaman ona yardım edin.

9-Planlı ve yaratıcı olun;
köpeğimizin başarıya ulaşması için kavrayamadığı hareketleri öğretmek için değişik yöntemler deneyin. Yapamıyor bu hareketi diye bırakmaktansa, eğitimi, onun yapabileceği küçük parçalara bölün.

10-Olumlu olun;
köpekler hep daha fazlasını öğrenmek isterler, doğru şekilde ilgilenirsek ona doğruları vakitli olarak, yanlışları o kendiliğinden öğrenmeden önce öğretebilirsiniz. Bazen eğitim devam ederken davranışlar gerileme gösterebilir, bu gibi durumlarda moralimizi bozmadan devam etmek ve köpeğe stres yüklememek çok önemlidir.

11-Sağlık sorunlarına dikkat edin;
köpeğinizin, eğitimlere başlamadan önce, eğitime engel bir sorunu olmadığından emin olun. Kalça sonu olan bir köpekten atlayıp zıplamasını bekleyemezsiniz.Ya da o gün için keyfi yerinde değilse eğitime zorlamamalısınız.

12-Köpeğinizin vereceğiniz eğitime uygun olduğundan emin olun;
köpeğinize yapamayacağı hareketler öğretmeye çalışmak her iki taraf için de hayal kırıklığı olacaktır. Mesela daha küçük bir bebeğin bütün gün tuvaletini tutmasını, bir st.bernard'ın agility yapmasını ya da bir border collienin uzun süreler hareketsiz kalmasını, eklem rahatsızlıkları olan bir köpeğin itaatlere uymasını beklememelisiniz.


Neşe Öztürk

6 Ağustos 2008 Çarşamba

Eğitimde Doğru Bilinen Yanlışlar

Eğitimle ilgili ne yazık ki çoğu kişinin kafasında soru işaretleri vardır. Bazen soru işaretleri doğru bir şekilde cevaplanırken bazen de çok yanlış şekillerde cevaplanmakta ve bu yanlış cevaplar, kişileri yanlış hareket etmeye yöneltmektedir.
Çok sorulan bazı soruların doğru cevaplarını bu yazımda bulabilirsiniz.

Birinci yanlış: Eğitime 6 aydan önce başlanmamalıdır!

Doğrusu; Bilinçli üreticiler bebek 4 haftalık olduğunda onları değişik obje, ses ve kişilerle tanıştırmaya başlayarak eğitime başlamış olurlar. Bebeğimiz 8–9 haftalık olup da eve geldiğinde eğitimlere, prosefyonel bir eğitmen danışmanlığında hemen başlanmalıdır. Bu şekilde bebeğimizde istenmeyen davranışlar oluşmadan engellenebilir.


İkinci yanlış: Eğitim; itaat eğitimi ile başlar ve itaat eğitimi yeterlidir!

Doğrusu; İtaat eğitiminden önemli ve öncelikli eğitimler vardır. Örneğin; davranış ve karakter eğitimi! İlk bebeklik aylarında bu eğitimlerle eğitime başlamak gerekir. Bu eğitimleri alan her köpek daha sonra diğer eğitimleri çok daha kolaylıkla alır.


Üçüncü yanlış: Sosyalleşme eğitimi her ayda yapılabilir!

Doğrusu; Sosyalleşme eğitimi verilmesi gereken en önemli ve öncelikli eğitimdir.4. ayının sonuna kadar mutlaka doğru bir şekilde verilmelidir.


Dördüncü yanlış: Eğitimlere köpek sahibi hiç katılmasa da olur, eğitmenin köpeği eğitmesi yeterlidir.

Doğrusu; Eğitimler sahiplerin de eğitime birebir katıldığı, köpeğin kendi ortamlarda yapılmalıdır. Sahipler eğitimin 4/3 lük kısmına mutlaka katılmalıdır. Böylece eğitimin nasıl yapıldığını öğrenme şansı olur ve daha sonra eğitimin unutulması gibi bir durum söz konusu olmaz.


Beşinci yanlış: Bebek 6 aylık olmadan dışarı çıkarılmamalı kimse ile görüştürülmemelidir.

Doğrusu; Bebeğimiz eve geldiği andan itibaren güvenli ortamlarda diğer canlı ve cansız objelerle tanıştırılmalıdır. Eğer dışarıya çıkaramıyorsak evimize ya da diğer aşısız köpeklerin giremediği alanlarda, aşılı köpeklerle ve başka hayvanlarla güzel duygular hissedeceği şekilde tanışmasını sağlamalıyız. Mümkün olduğu kadar çok obje ve canlı ile tanışması gereken bu dönemi, evde ya da kapalı bir ortamda yalnız geçirmesi, ileride köpeğimizin ya çok korkak ya da çok saldırgan olmasına neden olabilir.


Altıncı yanlış: Eğitimde fiziksel ceza kullanmazsak köpeğimiz bizi otorite olarak kabul etmez!

Doğrusu; Köpekler fiziksel ceza uygulamadan da eğitilirler, kendimizi otorite olarak göstermenin yolu fiziksel ceza değildir. Fiziksel ceza sadece aradaki güven ilişkisini zedeler ve korku ile itaat etmesini sağlayabilir. Oysa onun sahibi sizsiniz. Yemeğini veren, gezmeye çıkaran, ödüllendiren, arkadaşlarıyla buluşturan, her türlü ihtiyacını karşılayan sizsiniz. Doğru zamanda doğru davranarak ona otoritenin kim olduğunu öğretmek mümkündür.


Yedinci yanlış: Köpeğim havladığında "hayır” diye bağırmalıyım ve her havladığında bakmalıyım!

Doğrusu; Köpeğimiz havladığında "hayır” diye bağırmak ve her havladığında yanına gitmek onun bu davranışını engellemez, aksine teşvik eder,pekiştirir. Bağırmanızda anlayacağı şudur, "sahibim de benimle havlıyor, ne güzel o zaman devam edebilirim"

Yanına gitmeniz ise "tamam bu taktik işe yarıyor, onu her yanımda istediğimde havlamalıyım, şu anda yaptığım şeyi yapmamda bir sakınca yok.” Gördüğü her ilgi, ceza şeklinde de olsa onu teşvik edecektir.


Sekizinci yanlış: Yavru köpeğimiz yanlış bir şey yaptığında onu ensesinden tutarak silkelemeliyiz, çünkü annesi de böyle yapar.

Doğrusu; Anne köpekler ASLA yavrularını enselerinden tutup silkelemezler. Anne köpekler bebeklerini taşımak istediklerinde gövdelerinin tamamından tutup taşırlar. Bebeğinin yapmasını istemediği bir hareket olduğunda onu boynundan tutup yere yatırıp sabit durması dolayısı ile itaat etmesi için tutar. Bu canını yakmaktan öte hareketlerini kısıtlamaya yönelik bir harekettir. Silkelemek, köpeklerin avlarını parçalamak için yaptığı bir harekettir.


Dokuzuncu yanlış: Bizim görmediğimiz zamanlarda yaptığı hataları (çiş kaka yapmak, bir şeyleri parçalamak gibi) biz daha sonra görünce cezalandırırsak neden ceza verdiğimizi anlar.

Doğrusu: Kesinlikle neden cezalandırıldığını anlayamaz. Son yaptığı hareketi cezalandırdığınızı düşünür. Diyelim ki siz evde yokken kaka yaptı ve siz geldiğinizde o yatağında rahat rahat uyuyordu. Siz kakayı gördünüz ve kızmaya başladınız. Son yaptığı hareket yatağında yatmak olduğu için bunu cezalandırdığınızı düşünerek bundan sonra sizi yatağında karşılamayacak hatta normal zamanlarda yatağına yatmak da istemeyecektir.


Onuncu yanlış: Kakasına, çişine burnunu sürterek yaptığı hatayı gösterebilirim.

Doğrusu; Kakasına çişine burnunu sürterek, sizin yanınızdayken çiş kaka yapmaktan korkar hale getirebiliriz bebeğimizi. Bu hareket kakasını çişini yanlış yerlere yapmaktan vazgeçirmeyeceği gibi artık sizin görmediğiniz gizli noktalara yapmaya başlamasına neden olacaktır. Bunun yerine yaptığı hatayı görmezden gelip, çok iyi bir temizlik yapıp, doğru yere yaptığında ödüllendirirsek, o zaman hedefimize ulaşabiliriz.


Onbirinci yanlış: Köpekler 2 yaşından sonra eğitilemezler!

Doğrusu; Köpekler doğru tekniklerle, eğer çok ileri yaşlarda değillerse ve çok yerleşmiş ileri davranış sorunları yoksa tabi ki eğitilebilirler. Almasını istediğimiz eğitimin türüne göre değişse de, temel itaati kolaylıkla alabilirler.


Neşe Öztürk

5 Ağustos 2008 Salı

Tuvalet Eğitimi (Yavru ve Yetişkin Köpeklerde)


Tuvalet eğitimi, bir köpek ile sahip arasındaki ilişkiyi en çok zorlayan ve sahiplerinin onlardan vazgeçmesine neden olan en büyük sebeplerden biridir. Bu yüzden yazıyı detaylı tutmaya çalıştım ve haliyle uzadı. Umarım sıkılmadan okursunuz.
Bebek köpekler tuvaletlerini uzun süre tutacak kas gelişimine sahip olmadıkları için sık sık tuvaletlerini yapma ihtiyacı duyarlar. Bu onların en doğal ihtiyacıdır. Burası sahibimin en sevdiği halı ya da yattığı yatak,buraya yapmamalıyım diye düşünemezler. İnsanlarla iletişim kurmayı bile öğrenmemişken tuvaletini ilk günden doğru yere yapıyor olmasını beklemek hayal olur. Nereye yapmaları gerektiğini bizim onlara öğretmemiz gerekir.
Köpeğimizi bilinçli bir üretciden almışsak işimiz biraz daha kolaydır, bilinçli üreticiler anne bebek ilişkisine önem verir ve annenin bebeğini eğitmesi için ortam sağlarlar. Anne köpekler bebeklerine 2.5-3. ayları dolana kadar, ileride hayatlarını idame etirebilecekleri pek çok şey öğretirler. Bunlardan biri de tuvaletlerini nereye yapacaklarıdır.Tuvalet yeri yuvadan uzak olmalıdır, yuvaya yakın yerlerdeki kokular düşmana açık davetiyedir çünkü. Bu yüzden köpeklerimizi aldığımız yerlere dikkat etmek gerekir.

Tuvalet eğitimi aşama aşamadır ve bebek eve geldiği andan itibaren başlanmalıdır. Öncelikle ilk geldiğinde evde uygun yere alıştırmak, sonra dışarıya alıştırmak, sonra tuvaletini haber vermeyi öğretmek ve son olarak biz onu çıkartana kadar tutmasını öğrenmek!

*Köpeğimiz eve geldiğinde onun tuvaletini yapacağı alanı belirleyin. Bu alan mümkünse evin içinde olmamalıdır. Köpekler evin içini, tuvalet yapacağım yer ya da yapmayacağım yer diye ayırmakta çok zorlanırlar. Onlar için evin içi içidir dışı da dışı. İlk tavsiye edebileceğim bulabiliyorsanız güvenli bir dış mekandır, mesela daha önce hastalık taşıma riski olan bir köpeğin girmediği kendi özel bahçeniz ya da belki dışarıdan köpek giremeyen yeşil alanlar gibi... Eğer güvenli olacağını düşündüğünüz bir dış mekan yoksa o zaman evde ama evin dışı sayılabilecek bir alan olan balkona tuvalet yeri hazırlamalıyız. Bunun için benim şahsi önerim hazır çimlerden almanız. Çoğunlukla uygulanan gazete yöntemi ne yazık ki dışarı çıkma dönemi geldiğinde köpeğin bocalamasına ve evde istenmeyen kazaların olmasına neden olmaktadır. Balkonda bir tahta kutu içine yerleştireceğiniz hazır rulo çimler bu iş için daha uygun olacaktır. Böylece köpeğiniz dışarıya çıkmaya başladığında da yine aynı zemini bulup kolayca tuvaletini yapacaktır. Eğer çim bulmak sorun olursa aynı yöntemi küçük çakıltaşları ile de uygulayabilirsiniz. Burada dikkat edilmesi gereken bir detay var, oluşturduğunuz alan çok küçük olmamalıdır. Bazı köpekler tuvaletlerini dolaşarak yapmayı severken kimi denge kurmakta zorlanarak yürüyerek kaka yapmaya çalışır, bazıları da çiş ve kakayı yanyana yapmayı istemez. Yeterli alanı bulamasa tuvaletinin bir kısmını dışarıya yapacaktır.
*Mama ve suyunu düzenli saatlerde verip,tuvalete düzenli olarak çıkarın.
Köpeğinizi takip etmeniz çok önemlidir. Ne sürelerle tuvaletini yaptığını tesbit edip o sürelere göre gecikmeden çıkartmanız istenmeyen kazaları önleyecektir. Diğer yandan bazı köpekler suyu ''hobi'' :) olarak içerler, su kabında su kalmayıncaya kadar içmeye çalışırlar. Bu, onların ihtiyacı olduğundan değil bunu eğlenceye çevirmiş olmasındandır çoğunlukla. Yine de fazla su tüketmesine neden olacak bir rahatsızlığı olup olmadığını kontrol ettirdikten sonra suyu kontrollü olarak vermek doğru olur. Suyu kontrolü derin derken bunu kastediyorum, yoksa köpeği susuz bırakarak tuvalet eğitimi vermeye çalışmak tuvalet eğitimi vermek değildir.
Mama konusu da aynı şekilde düzenli verilmelidir. Mama yemiyor ya da büyüme döneminde ne kadar istiyorsa o kadar yesin diyerek mama dolu kap önünde bırakılmamalıdır. Bu davranış hem mama yeme alışkanlığını bozar hem de tuvalet eğitimininin doğru ilerlemesini engeller.

köpeklerde kafes eğitimi
*Tuvalet eğitiminde en güvenilir yöntem kafes yöntemidir. Bazı kişilere kafes diyince “olmaz,ben bebeğimi kafese koyup hapsedemem” diyorlar ama kafes, doğru eğitimle, onlar için bir hapisane değil güvenli alan haline gelir.Tuvalet eğitimi kafes yöntemi ile yapılırsa,bu dönem hem köpek hem de köpek sahibi açısından en sorunsuz şekilde atlatılabilir.
Köpekler yattıkları yere içgüdüsel olarak tuvaletlerini yapmazlar. Bu nedenle içinde yatağı olan bir kafese de tuvaletlerini yapmazlar. Bazı istisnai durumlarda tersi de olabiliyor ancak bu çok az rastanır bir durumdur. Annesinden temizlik eğitimi almayan bir bebek ya da uzun süreler kapalı bırakılıp olduğu yere tuvaletini yapmaya mecbur kalmış köpekler bazen bunu yapabiliyorlar.
*Kafes eğitimine başlarken öncelikle yapılması gereken,köpeğin kafesi bir ceza yeri gibi değil de yatıp uyuyabileceği kendi bölgesi gibi görmesini ve benimsemesini sağlamaktır. Bunun için kafesi aldığınız ilk günden itibaren onun rahatca içine girip çıkabileceği bir yere koyun, kafese yaklaştıkca ve içine girip çıktıkca onu ödüllendirin. Kafesi çok geniş olmamalıdır. Aksi taktirde bir tarafa yatıp bir tarafa tuvaletini yapabilir. Kafes içinde mama ve su olmamalıdır. Su olmamalıdır çünkü asla gereğinden fazla kafes içinde bırakılmamalıdır. Aksi taktirde, tuvaletini içeriye yapma riski olur ve çok sıkılırsa tekrar kafese koyulmak istemeyebilir. Bu kafes uygulamasını sadece tuvalet için değil günlük yaşam için de kullanabilirsiniz. Kafese alışan köpekler yolculuk sırasında ya da kafese koyulmaları gerektiğinde sıkıntı çekmezler.
Dikkat: Kafes onu görebileceğiniz bir yerde olmalıdır. Köpeğinizi asla yaptığı hatalardan sonra kafese koymayın. Köpeğinizi çok uzun süreler kafeste yalız bırakmayın. Köpeğiniz kafesi çok sevebilir ve sürekli yatma yeri olarak kafesi tercih edebilir ama hiç bir zaman kafesi köpeğinizi evde devamlı duracağı yer olarak düşünmemelisiniz.

*Bebek köpekler her yemekten sonra,uykudan kalkınca ve oyun aralarında mutlaka tuvaletlerini yaparlar. Bu göz önünde bulundurularak,mamasını verip suyunu içtikten sonra tuvaletini yapması gereken yere götürüp bir kaç dakika beklemek ve yaparsa bol ödüllendirip evde serbest bırakmak gerekir. Evde serbest olduğu süre, tuvaletini yapma süresi de göz önünde bulundurularak, yarım saat, kırkbeş dakikayı geçmemelidir. Tuvalet tutma süresi uzadıkca bu süre de kademeli olarak uzar tabi. Bu serbest zaman oyun ve eğitimle değerlendirilmeli ve bu şekilde yavrumuzun hem zeka gelişimi hem de yorulup uykuya hazır hale gelmesi sağlanmalıdır. Bu çalışmalar evin değişik yerlerinde yapılmalıdır, önemli olan bütün evi kendi yuvası olarak görmesini sağlamak ve böylece tuvaletini yuvadan uzak bir yere yapma içgüdüsünü kullanarak eğitimi kolaylaştırmaktır. En son bir kere daha tuvaletini yapacağı yere götürülerek tuvaletini yapmasını bekleyip, tuvaletini yaptıktan sonra da kafesine koyarak dinlenmesini sağlayın. Eğer kafese koyduğunuzda,tuvaletini yapmış, suyunu içmiş ve bir ihtiyacı olmadığı halde ağlıyorsa duymazdan gelmeye çalışın, onunla ilgilenmeyin. Bir süre sonra uyuyacaktır, uyandığında ağlamasına fırsat vermeden, yanına giderek sakin sakin beklediği anda ödül verin ve çıkarıp tuvaletini yapacağı yere götürün, yapınca yine bol övgü ve ödül verin. Ödül konusunda kesinlikle cimri olmayın. Ve tekrar evde serbest bırakabilirsiniz. Her serbest zamanı mutlaka değerlendirin, her zaman eğitim çalışmanız gerekmez ama köpeğin sıkılarak etrafı tahrib etme davranışı geliştirmemesi için yönlendirmeler gerekir. Kendisi oyunlar oynayacağı zaman ona içine ödül mamaları koyulan oyuncaklardan verebilirsiniz, ayrıca kemireceği kemikleri ve çeşitli sesler çıkaran oyuncakları olmalıdır. Bazı oyuncaklarını saklayarak bulmasını sağlayabilirsiniz. Bu şekilde zeka gelişimine de katkı sağlamış olursunuz.
Bebek köpekler tuvaletlerini çok uzun süreler tutamayacakları için doğru yere tuvaletini yapmış olsa bile tekrar yapmak isteye bilir ve doğru yere yapmasını öğrenene kadar bir kaç gün, ev içinde bir kazaya mahal vermemek için hep gözümüz üstünde olmalıdır.
*Kafes eğitiminin dışında bir de köpeklere, yine benzer bir yöntem olan "alan kısıtlaması yöntemi" ile tuvalet eğitimi verilebilir.Yetişkin ama hala tuvalet eğitimi almamış bir köpeğimiz varsa yine alan kısıtlaması yöntemini uygulamalısınız.
Alan kısıtlaması diyince akla onu bir odaya koymak gelmemelidir. Mesela tasma ile bir yere bağlayabilirsiniz ya da onun ancak yatıp kendi etrafında dönebileceği genişlikte bir yer oluşturabilirsiniz. Bunu çocuk oyuncakları satılan mağazalarda satılan oyun bahçeleri ya da evdeki malzemelerle yapabilirsiniz. Dikkat edilmesi gereken yattığı zaman sizi görebiliyor olmasıdır.
Unutulmaması gereken,tasma ile bağladığınızda köpeğinizin tasmasını ya da etrafı kemirmediğinden, etrafında tasmasının dolanıp boğulmasına sebep olabilecek objerin olmadığından emin olmalısınız.
Uzun sürelerle bağlı kalmamalı ve bağlı olduğu sürede onu görebileceğiniz bir yerde olmalıdır.

Bazen tuvalet eğitimindeki yanlış uygulamalar ya da sahiplerin doğru yöntemleri kullanmamaları nedeniyle ileri yaşlara kadar tuvalet eğitimini alamayan köpekler olabilir. Olur ya köpeğinizi aşı dönemi boyunca hiç dışarıya çıkartmadız ve sonra dışarı yaptırmakta sorunlar yaşıyosunuz ya da "benim köpeğim küçük ırk evde ona hazırladığım yere yapmasında sakınca yok" diye düşündünüz ama daha sonra evin heryerine yapmaya başlayınca tuvalet eğitimi vermeye karar verdiniz. Tuvaletini eve yapmaya alışmış yetişkin köpeklerde dışarıya yapmaya karşı oldukca büyük bir direnç vardır. Bazen 24 saate kadar hatta daha uzun süreler tuvaletini tutan köpekler gördüm ne yazık ki. Bu konuda sabırlı olmak ilk şarttır. Sinirinizden ağlıyor olsanız da bunu köpeğinize yansıtmamalısınız.
En zor iş bu durumda olan sahiplere düşüyor. Nasıl öğreteceksiniz?
Köpeğimizle dışarıya çıktık ve köpeğimiz dışarıya tuvaletini yapmadı diyelim,saatlerce dışarılarda dolaşmamıza gerek yok.15 dakika tuvaletini yapmasını istediğimiz alanda bulunmamız yeterlidir. Eğer tuvaletini yapmadıysa eve gelip kısıtlı alan içine koymak gerekir. Kısıtlı alanda 15-20 dakika kadar kaldıktan sonra köpeğimizi alıp tekrar dışarı çıkarmalıyız. Yine bir 15 dakika kadar geçirdikten sonra yapmamışsa yine eve dönüp aynı uygulamayı yapmalıyız,tuvaletini yapmışsa onu bol bol ödüllendirip,keyifli bir yürüyüşe çıkabilirsiniz ya da eve dönüp onu serbest bırakabilirsiniz.
Yanlız burda bir hatırlatma yapayım, köpeğiniz tuvaletini yapınca ödülü abartın ama sevgi gösterisini çok fazla abartmayın. Bazen köpek sahipleri onca uğraştan sonra nihayet köpeği dışarıya tuvaletini yapınca o kadar seviniyor ki çığlık çığlığa köpeğine sarılıp öpmeye başlıyor,ne olduğunu analayamayan köpek korkuya kapılıyor ve bir daha sahibi önünde tuvaletini yapmakdan çekiniyor. Teşvik etmek isterken tam tersi oluyor.
*Tuvalet alışkanlığını yeni edinen köpeklerde önce saat başı,sonra 2 saatte bir ve artarak dışarı çıkarmak gerekir. Bir kere dışarıya yaptı diye bu bir daha eve yapmayacağı anlamına gelmez. Tuvalet eğitimi tam oturana kadar bir süre maksimum 3 saatte bir dışarı çıkarmaya devam etmeli ve 3 saatten sonra kontrollü olarak süreyi artırmalıyız.
*Köpeğimize dışarda tuvaletini yapmayı öğretmeye başladığımızda evdeki tuvaletini yapabileceği her şeyi ortadan kaldırmalıyız. Yani eskiden üstüne yaptığı çim, üstüne yapmaya alışık olduğu halı, gazete kaldırılmalı, balkona yapmaya alışmışsa balkon bir süre yasaklanmalı ve çok iyi temizlenmelidir.
* Eğer eve yaparsa kesinlikle ona kızmamalısınız. Bazen bir gazeteyi rulo yapın ve poposuna vurun derler ya da poposuna değil de yere vurun sesten korksun derler! Bazen pisliğine burnunu sürtün derler ki nasıl bir çağ dışı yöntemdir bu ve kim uygular bilmiyorum!! Bu son derece yanlıştır. Köpeği korkutabilirsiniz ama tuvaletini yapmasını engelleyemezsiniz, bu sefer gidip gizli yerlere koltuk arkalarına yapar tuvaletini. Ceza bir davranışın yok olmasını sağlamaz, davranışın yok olmasını söndürme dediğimiz teknik sağlar.Eğitimin hiç bir kolunda fiziksel ceza olmaması gerektiği gibi tuvalet eğitiminde de olmamalıdır. En büyük ceza onu görmezden gelmektir.

Son olarak şu önemli konuya değinmek istiyorum; çalışan insanlar köpek almak istediklerinde bunu yıllık izinlerini kullandıkları döneme denk getirmeliler. Çünkü tuvalet eğitimi dikkat, sürekli takip, zaman ve sabır gerektiren bir eğitimdir. Başında durmadığınız bir köpek tuvalet eğitimini doğru bir şekilde alamaz, eğitimin süresi uzar, yanlış alışkanlıklar gelişir ve sonuç iki tarafın da hoşuna gitmeyen bir şekilde olabilir. Eğer köpeğinizin tuvalet eğitimi ile ilgilenemeyecekseniz lütfen ilgilenebileceğiniz zamana kadar köpek almayın. Kolay gelsin :)
Neşe Öztürk

1 Ağustos 2008 Cuma

Eğitimi kim yapar?

Sürekli olarak eğitim için,köpeğinizle daha huzurlu yaşamak için tavsiyeler veriyorum,yollar gösteriyorum. Ama bu gün köpeğine eğitim aldırıp sonra umduğunu bulamayıp köpeğini vermeye kalkanlar için bir yazım var.
Eğitim dediğimizde aklımıza ne geliyor ve eğitimden beklentimiz nedir? Eğitimden beklentilerimiz hangi tür eğitim olursa olsun hep aynıdır,laf dinlesin,itaat etsin! Buraya kadar çok güzel ama,her ne kadar biz köpeklerimizle daha huzurlu yaşamaya çalışsak da acaba köpeğimiz bize uygun bir köpek mi? Mesela yoğun iş tempomuza uygun olmayan çok hareketli bir ırk almıişsak ve o enerjisini bitiremeden biz yerlerde sürünmeye başlıyorsak,aramızda doğru düzgün bir ilişki olmasını beklemek doğru olabilir mi?
Her köpek her kişiye uygun mudur,her köpek vermek istediğimiz eğitime uygun mudur, her köpek bakmaya çalıştığımız ortama uygun mudur, her insan köpek bakmaya uygun mudur gibi özellikleri göz önüne alarak köpek sahibi olmak ve eğitimlere başlamak gerekir. Aksi 42 numara bir ayağı 38 numara bir ayakkabına sığdırmaya çalışmaya benzer.
Ne kadar zorlasanız da olmaz. Ya köpekde sorunlar oluşmaya başlar ya sizde.
Her şeyin birbirine uygun olduğunu düşünüyorsanız o zaman, zaman kaybetmeden eğitimlere başlamalısınız. Ancak eğitim diyince aklımıza ne gelir?
Eğitim bir eğitmenin köpeğinizi alıp belli kalıplara sokması mıdır?
Elbette değildir.
Eğitim hiç bir şartta %100 garantili değildir,hele ki yanlış ortamda,yanlış kişilerle,yanlış fikirlerle,bize uygun olmayan karakterde bir köpekle hiç değildir. Hiç bir eğitimen köpeğinizi kendi başına eğitmemelidir.
Eğitmen size yol gösterendir.
Köpeğinizle doğru bir ilişki kurmak istiyorsanız bunun için çaba harcamalısınız. Bir yere yollayıp haydi bakalım sen piş de gel diyemezsiniz. Ya da evinize gelen bir eğitmene sen bunu adam et bana hazır ver,benim işlerim var, diyemezsiniz. Ya da eğitmenle birlikte zaman geçirip sonra onun dediklerini bir kenara itip kafanızdakileri uygulamaya koyamazsınız, hele ki ceza,dayak gibi seçenekleri düşünemezsiniz bile. Gerçekten istediğiniz ve her türlü sorumluluğuna hazır olduğunuz bir canlı sizin yapacağınız doğru ya da yanlış hareketlerle şekillenecek.
Eğitime başlarken kafanızdaki ön yargıları,fikirleri ve acabaları silmelisiniz.
Siz bu yola çıkmaya karar verdiyseniz 3 gün sonra vaz geçemeyeceğinizi bilmelisiniz. Çok uğraşıyorum ama olmuyor gibi bir mazeretiniz olmamalı,çok uğraştığınızı düşündüğünüz noktada hala bir şeyler yanlış gidiyorsa o zaman uğraşmanız gerektiği şekilde,size tavsiye edilen şekilde uğraşmıyorsunuz demektir.
Eğitimen size neler yapmanızı anlatır,sizi uyarır,doğruları gösterir,ama hiç bir zaman elinde sihirli değnek taşıyan bir sihirbaz değildir.
Sizin çabalarınız,sizin köpeğinizi,sizin istediğiniz gibi yapar. Köpeğimizin hareketlerine bakıp tıpkı bir aynaya bakar gibi kendimizi görebiliriz.


Lütfen siz de bana, eğitimden ve eğitmenden neler beklediğinizi, köpeğinizi eğitime vermiş iseniz beklentilerinize ulaşıp ulaşmadığınızı ve olumlu ya da olumsuz sonuçlar üzerinde düşündüğünüz nedenleri info@pozitifim.net mail adresine yazın.
Hep birlikte değerlendirelim.
Sevgi ile kalın,

Neşe Öztürk

Pozitif Eğitim Nedir?

Eğitim köpeklerimizle iletişim kurabilmenin ve hayatımız boyunca onlarla ortak bir dil oluşturabilmemizin, ortak duygular geliştirebilmemizin ilk şartıdır. Vereceğiniz eğitim köpeğinizle aranızdaki iletişimin derecesini oluşturur. Güvene dayalı bir sistemde köpeğinizin öğrenme becerilerini geliştirirken aranızdaki iletişimi de kuvvetlendirmiş olursunuz.

Pozitif eğitim sistemleri, hem insan hem de bütün canlılarla doğru iletişim kurabilmek isteyen insanların benimsediği, hayat tarzı olarak kabul ettiği, ödül merkezli, yapılan doğruları ödüllendirip, yanlışları göz ardı etmeye dayanan bir sistemdir ve canlının psikolojisini bozacak, kişilikliğini silecek, canını yakacak, sindirecek hiçbir fiziksel ceza içermez. Köpeklerimizin eğlenirken öğrenmesini, zekalarını geliştirmesini ve diğer canlılarla iletişim kurma becerisi kazanmasını sağlar. Pozitif eğitim sistemi her yaşta uygulanabilir ancak eğitime ne kadar erken başlarsak becerileri kazanmaları ve sorunların önlenmesi o kadar kolay olur. Sorunları önlemek tedavi etmekten her zaman daha kolaydır. Bu yüzden bebeğimizle yaşamaya başlamadan önce onunla nasıl yaşayacağımızı öğrenmeye, bebeğimiz geldiği andan itibaren de eğitimlere başlamalıyız.

Pozitif köpek eğitmeni olarak benim misyonum, köpeğinizle güvene dayalı sağlam bir ilişki kurmayı, sorunlar oluşmadan önlenmeyi, oluşan sorunların üstesinden gelmeyi ve nasıl itaatkar olacaklarını sizlere öğretmektir. Köpeklerimizle kurulan dostluklar, her ilişkide olduğu gibi çaba gerektirir, onunla vakit geçirmeyi ve eğitimiyle, profesyonel eğitmen gözetiminde bizzat ilgilenmeyi gerektirir.

Bu yorucu ama zevkli başlayan süreçde, sizin ömür boyu alacağınız ödül, sadık dostunuzun gözlerindeki minnet, sevgi ve bağlılıkdır. Bundan daha büyük bir ödül olabileceğini sanmıyorum.

Pozitif Köpek Eğitmeni

Neşe Öztürk