15 Mayıs 2008 Perşembe

Ömür Boyu Dost Kalmanın Yolu



Bu yazımda sizlere onlarla ömür boyu dost kalmanın sırrını vereceğim :)

Kimlerle mi?

Evimizi, yemeğimizi, yatağımızı, hayatımızı paylaştığımız; meraklı, ıslak burunları, sevgi dolu bakışları, düşünceli kaşları, kirletmekten hiç çekinmedikleri patileri, biz farketmesek de devamlı bizde olan kulakları ve bizi takip eden gözleri ile yüreğimizi ısıtan; her eve gelişimizde sanki çok uzun zamandır görmüyormuşçasına coşkuyla kapıda bizi karşılayan sadık dostlarımızla…

Pozitif olmak günümüz şartlarında ne kadar zorsa bir o kadar da gereklidir.

Sabah evden çıkarken komşunuza selam verdiğinizde onu "eyvah bu komşu bana neden selam verdi? Yoksa benden bir şey mi isteyecek!" korkusuna düşürebilirsiniz. Çünkü ne yazık ki artık birbirimize selam vermeyi bile unuttuğumuz bir dönemdeyiz.

Güzellikle, sevecenlikle iletişim kurmak yerine bunu kavga gürültü, hakaretle yapmaya çalışıyoruz. Sonuçta kırılan kalpler, çözümlenmemiş sorunlarla, huzursuz bir biçimde elimize bir şey geçmeden ve hatta sevgi, saygı, dostluk gibi değerlerimizi kaybetmiş olarak kalakalıyoruz. Kimin sesi daha çok çıktıysa o kazanmış oluyor tartışmayı. Ama karşımızdakinin saygısını değil, korkusunu kazanmış oluyoruz.

Aynı davranışı ne yazık ki farkında olmadan köpeklerimize de uyguluyoruz.

Neden köpek alırız? Onlardan ne bekleriz?

Evimizi kemirip bitirmesin, tuvaletini doğru yere yapsın, üstüme atlayıp kıyafetlerimi kirletmesin, çalışıyorsak evde yalnız kalmayı bilsin, havlamasın, bizi korusun, her dediğimizi mucivevi bir şekilde anlasın ve daha fazlası. . .

Biz bunları ondan beklerken onun bunlardan nasıl haberi olacak?

Belki de yıllardır eve gelmesini beklediğimiz köpeğimiz eve gelince o sevinçle kucağımızda besleriz, yatağımızda yatırırız, yaptığı her yaramazlık ilk başlarda çok şirindir. "olsun, yapsın o daha bebek" deriz. Sonra büyümeye başlarlar ve küçükken izin verdiğimiz davranışları hala sergilemeye devam ederler ama bu davranışlar bize artık hiç de sevimli gelmez. ( bknz. Eve yeni köpek aldığımızda yapılmaması gerekenler)

Evden çıkarken üstümüze atlayıp kıyafetlerimizi kirletirler. Parmağımızı kemiren yavrucuk artık elimizi kolumuzu, paçamızı, koltuklarımızı kemirmeye başlayan bir yok ediciye dönüşür. Çocuğumuzun ev ödevi onun en sevdiği oyuncağı olmuştur, üstelik salondaki en değerli halınızın üstüne de bir bomba bırakmıştır.

Böylece sorunlar onunla birlikte büyürken ev halkının da sabrı taşar. "Böyle olmayacak, biz bu köpeği bir eğitime yollayalım da adam olsun" denir. Köpek eğitime gider, geldiğinde şanslıysak mutsuz bir "mum" vardır karşımızda. İlk günler söylediğimiz her şeyi harfiyen yerine getirir. Sonraki günlerde bu itaat azalmaya başlar ve zamanla yok olur. Tasma çekiştirmeye devam eder, bulduğu her şeyi ağzına alır, hatta yer. Üstüne üstlük bir de asabileşmiş olur, başka köpeklerle kavga etmeye çalışır, bizi görmezden gelir.

Sahibi düşünür "Ne oldu bu köpeğe, eğitime de gitti ama hiç bir şey öğrenmemiş?"

Hayır, aslında o çok şey öğrendi, ama bizim istediğimiz şeyler değil.

İşte sorun burada! Eğitim, yavru eve geldiği andan itibaren ailesinden ya da ona bakan kişiden ayırmadan, daha yanlış davranışları öğrenmeye başlamadan, pozitif eğitimle başlamalıdır.

Tıpkı yeni doğan bebekler gibi yavrumuz da eve geldiğinde bizim dilimizi bilmeyen bir yabancı gibidir. Ona "otur" dememiz hiç bir anlam ifade etmez ya da neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmez. Biz beden dilimizi kullanarak ona neyin doğru, neyin yanlış olduğunu öğretebiliriz.
Doğada kuralları biz insanlar koyarız ve diğer canlılardan bu kurallara uymalarını bekleriz. Onların içgüdülerine aykırı, bizim sosyal çevremizde bize uyarak yaşamasını bekleriz. Köpeğimizin bu düzen içinde yaşayabilmesi için kuralların ona öğretilmesi gerekir.

Köpeğinizle ilişkiniz ne kadar sağlam, köpeğiniz ne kadar sosyal ve eğitim ne kadar hatasız ise, birlikte güven ve huzurla yaşamanız da o kadar mümkündür. Ömür boyu dostluk, güven ve sevgi ortamı içinde doğru eğitim gerekir.

Pozitif eğitim ödüle dayalı bir sistemdir. Köpeğinizin kişiliğine zarar verecek, onu saldırganlığa yöneltecek yöntemler içermez. Sahip & köpek ilişkisini güçlendirir.
Köpeklerin alınıp sonra sokağa ya da barınağa bırakılmalarını kimse istemez ama bazen insanlar, kendilerini buna “mecbur hisseder”. Çaresizlik içindedir ve ne yapacağını bilemezler. Elbette ki çözüm onları bırakmak değildir.

Köpeğinizle ömür boyu dost kalmanın ve doğabilecek sorunlarla başa çıkmanın yolu pozitif eğitimdir.


Pozitif eğitimde en önemli ilke "köpeği en iyi sahibi eğitir, eğitimci, sahibi eğitir" dir.

Bu bağlamda hemen bugün köpeğinize bakışınızı ve onunla olan ilişkinizi değiştirmek, birlikte uyum içinde bir ömür sürmek için bir karar alın ve pozitif eğitime başlamak için bir adım atın. Yaşı kaç olursa olsun bu yöntemle köpeğinize yeni komutlar öğretebilir, kötü huylarından kurtarabilirsiniz. Daha da önemlisi hayatınızın bu bakış açısıyla nasıl değiştiğine kendiniz de inanamayacaksınız. Sadece köpeğiniz değil, etrafınızdaki bütün gözlerdeki gülümsemeyi fark etmeye başlayacaksınız.
Köpeğinizin de size bakan teşekkür dolu gözlerini gördüğünüzde sizin için en büyük ödülün bu olacağından eminim.

Hayat onlarla daha güzel!


Neşe Öztürk
Pozitif Köpek Eğitmeni

Hiç yorum yok:

Pozitif Eğitim Nedir?

Eğitim köpeklerimizle iletişim kurabilmenin ve hayatımız boyunca onlarla ortak bir dil oluşturabilmemizin, ortak duygular geliştirebilmemizin ilk şartıdır. Vereceğiniz eğitim köpeğinizle aranızdaki iletişimin derecesini oluşturur. Güvene dayalı bir sistemde köpeğinizin öğrenme becerilerini geliştirirken aranızdaki iletişimi de kuvvetlendirmiş olursunuz.

Pozitif eğitim sistemleri, hem insan hem de bütün canlılarla doğru iletişim kurabilmek isteyen insanların benimsediği, hayat tarzı olarak kabul ettiği, ödül merkezli, yapılan doğruları ödüllendirip, yanlışları göz ardı etmeye dayanan bir sistemdir ve canlının psikolojisini bozacak, kişilikliğini silecek, canını yakacak, sindirecek hiçbir fiziksel ceza içermez. Köpeklerimizin eğlenirken öğrenmesini, zekalarını geliştirmesini ve diğer canlılarla iletişim kurma becerisi kazanmasını sağlar. Pozitif eğitim sistemi her yaşta uygulanabilir ancak eğitime ne kadar erken başlarsak becerileri kazanmaları ve sorunların önlenmesi o kadar kolay olur. Sorunları önlemek tedavi etmekten her zaman daha kolaydır. Bu yüzden bebeğimizle yaşamaya başlamadan önce onunla nasıl yaşayacağımızı öğrenmeye, bebeğimiz geldiği andan itibaren de eğitimlere başlamalıyız.

Pozitif köpek eğitmeni olarak benim misyonum, köpeğinizle güvene dayalı sağlam bir ilişki kurmayı, sorunlar oluşmadan önlenmeyi, oluşan sorunların üstesinden gelmeyi ve nasıl itaatkar olacaklarını sizlere öğretmektir. Köpeklerimizle kurulan dostluklar, her ilişkide olduğu gibi çaba gerektirir, onunla vakit geçirmeyi ve eğitimiyle, profesyonel eğitmen gözetiminde bizzat ilgilenmeyi gerektirir.

Bu yorucu ama zevkli başlayan süreçde, sizin ömür boyu alacağınız ödül, sadık dostunuzun gözlerindeki minnet, sevgi ve bağlılıkdır. Bundan daha büyük bir ödül olabileceğini sanmıyorum.

Pozitif Köpek Eğitmeni

Neşe Öztürk