12 Haziran 2008 Perşembe

Köpeklerde Hamilelik ve Doğum



Bir veteriner değilim ancak doğumunda bulunduğum köpekler nedeniyle tecrübe sahibi olduğum ve bu süreç köpeklerin davranışlarını etkilediği için bu yazıyı yazmak istedim.
Öncelikle unutulmamalıdır ki, her köpek sahibi, köpeğini çiftleştirip yavru almak zorunda değildir.Köpeğim de anneliği tatsın, bir kere doğursun sonra kısırlaştırırız gibi bir düşüncede olunmamalıdır.Köpeklerin çiftleşmesi, doğurması ve bebeklerine bakması tamamen içgüdüseldir. Elbette merhametlidirler, bebeklerine çok şevkatle bakarlar ama bu onların bilinçli bebek sahibi olmadıkları gerçeğini değiştirmez. Kesinlikle pet olarak baktığınız ve üretilebilir belgesi olmayan köpeklerinizi çiftleştirmeyin ve üretmeyin.

Yanlış çiftleştirmeler ve bakımsızlık yüzünden bir çok köpek ve ırk telef olup gitmektedir.
Herşeyi değerlendirip, sağlık kontrollerinden geçirip, üretici belgesi aldığımız halde üretilebilir belgesi olan köpeğimizi çiftleştirmeye karar verdiysek ve hiçbir engel yoksa dişi regl döneminin 9 ile 16. günleri arasında(günler her köpekde değişiklik gösterebilir) çiftleşmeye en uygun dönemde olacağından erkek köpek ile bir araya getirilmelidir.
Doğacak yavrunun sağlıklı olabilmesi için önce anne ve babanın sağlıklı olmaları gerekmektedir.Kalça çıkığı,omuz çıkığı,mental bozukluk,kalp,karaciğer ve ya buna benzer her hangi bir genetik sorununun olmadığı, kan tahlilleri ile, ya da çiftleşmeye herhangi bir engel teşgil edecek başka rahatsızlığı olup olmadığı sağlık taramaları ve soy ağaçları izlenerek kontrol edilmelidir.Üretilebilir belgesi bunlar için alınır.
Uygun dönemde 1 gün ara ile 2 kere çiftleşmeleri yeterlidir ama daha fazla da bir arada kalmalarının sakıncası olmaz.
Çiftleşme sorunsuz gerçekleşir ise artık dişi köpeğimize normal zamanlardan biraz daha fazla özen göstermeye başlamalıyız.Hormonal değişiklikler yüzünden daha agresif ya da daha sakin olabilir.Normalde yapmadığı davranışları gösterebilir, daha çok korumacılık,daha çok uyumak,daha çok yemek,bazen de aksine hiç yememek ya da yemek seçmek gibi.
Bu dönemde yediği mama konusunda seçici olmalıyız.Kuru mama yiyorsa kaliteli bir yavru maması ile değiştirmeliyiz.Barf yada özel hazırlanmış mama yiyorsa o zaman da vitamin,kalsiyum takviyesi yapmalıyız.Hamileliğin 2.haftasından itibaren daha sık ve daha az az beslemeliyiz.Çünkü bebekler gelişmeye başladıkca mideye baskı yapar ve bir kerede yemesi gereken miktarı bitiremeyebilir. Yemesi gereken miktarı yemezse bebeklerde ve annede gıdasızlıkla ilgili sorunlar oluşabilir.
Hamilelik ilk başlarda ancak hal ve hareketlerinden beli olurken 5. haftadan sonra memelerde belirginlik,karında gerginlik olarak fiziksel olarak da kendini belli etmeye başlar.6. haftadan sonra gözle görülür bir gelişme başlar,bebeklerin hareketleri elle hissedilebilir.Bu dönemlerde bebeklerin sağlıkları veteriner hekimimiz tarafından takip edilmelidir.
Bu arada köpeğimizin doğum yapacağı ortamı hazırlamalıyız.
lara yatağı
Onun için dört tarafı kapalı bir tarafı annemizin girip çıkabileceği ama bebeklerin çıkamayacağı yükseklikde bir yatak hazırlamalıyız.Yatak pürüzsüz bir tahtadan olursa çok daha iyi olur.altına rahat edeceği bir örtü serilip doğuma hazır hale getirilmelidir.Erken yapılmasının nedeni ise doğum zamanına kadar anne köpeğin bu yatağa alışması ve kendini orada güvende hissetmesini sağlamak içindir.
Hamilelik boyunca günlük aktiviteler aksatılmamalı,bol yürüyüş yaptırılmalı,stresden uzak huzurlu bir ortam sağlanmalıdır.Evde başka köpek varsa doğuma yakın dönemde evden çıkarılmalı yada en azından doğum yapacak olan köpeğin odasına giremeyeceği konusunda köpeğimize güven kazandırılmalıdır.
Hamileliğin 59-65. günleri arasına gelindiğinde,doğum yaklaştığında,köpeğimizde 1-2 gün önceden iştahsızlık,tuvaletini tutamama,yer arama,yerleri kazma gibi hareketler görülür. Doğumdan saatler önce huzursuzdur ve sık nefes alır,hafif kasılmalar başlar en sonunda daha şiddetli kasılmalarla doğum başlar.Unutulmaması gerekir ki, köpeğiniz başına gelen şeyi ilk bebeği doğup da sesler çıkarana kadar bilmemekdedir.Yaptıkları tamamen içgüdüseldir ve neden sancı çektiğini bilemediği için de endişelidir.Biz sahibi ve güvendiği bir kişi olarak onu rahatlatmalı,sakinleştirmeli,cesaretlendirmeli ve hareketleri yüzünden asla ve asla kızmamalıyız.İlk bebek doğup da sesler çıkarmaya başlayınca neler olduğunu farkediyorlar.Eğer köpeğimizin yaşı biraz ileri ise ve daha önce hiç doğum yapmamış ise ilk bebek biraz zor doğabilir.Panik yapmadan köpeğimize yardımcı olabilmek için sürekli bir veteriner hekimle irtibat halinde olmalıyız.
Çok büyük ihtimalle her şeyi kendisi halledecektir ama bazı özel durumlarda yardım etmemiz gerekebilir.Mesela iki bebek çok arka arkaya doğduysa birini temizlerken birini temizlemeye fırsat bulamayabilir ve doğumdan sonraki ilk saniyeler bebeğin hayatı için çok önemli olduğundan kesesini yırtıp annenin önüne iki bebeği birden koyup ikisi ile aynı anda ilgilenmesini sağlayabiliriz.İki doğum arası ıkınmalara rağmen 2 saati geçmişse hemen veteriner hekimle irtibata geçmeliyiz.Köpeğimiz doğuma başladığında ya en başta yada ortalarda yeşil balçık gibi bir sıvı çıkarır, bu eş dediğimiz sıvıdır.Bunu yiyerek temizler.Daha sonra da her bebekle birlikde gelen bebeklerin keselerini yiyerek temizler.bütün doğum,köpeğimizin ırkına ve doğacak bebeklerin sayısına göre, 24 saate kadar uzayabileceği gibi 5-6 saat içinde de bitebilir.
Doğum bittikden sonra anne bebeklerini sürekli yalayarak onları temizler ve bu arada da kan,solunum ve sindirim gibi sistemlerinin çalışmasını sağlar.İlk1-2 gün yanlarından hiç çıkmaz ve daha sonra sadece tuvalet için acele bir şekilde çıkıp gelir.Daha sonraki günlerde yanlarından ayrılma sürelerini yavaş yavaş uzatır.Bebekler ağlasa bile bir kere emzirip yanlarından ayrıldıysa bir daha kendi koyduğu süre bitmeden yanlarına girmez.Bu dönemden başlayarak, kendi içgüdüleri ile onlara bir eğitim vermeye başlamıştır bile.Bazen "bu kız bebekleriyle hiç ilgilenmiyor,aç mı kalıyor bebekler acaba,ağlıyorlar ama yanlarına gitmiyor"dediğimiz zamanlarda aslında o, hem bebeklerin sağlığı hem kendi sağlığı için bir sistem oturtmaya çalışıyordur.Bu yüzden yaptığımız yatağın içinden annenin çıkıp bebeklerin çıkamıyor olması önemlidir.İstediğinde yanlız kalabilmelidir.
Doğumdan sonraki ilk 24 saat bebek ölümlerinin en çok görüldüğü dönemdir.anne ya bebeklerin üstüne yatıp onların ölümüne neden olabiliyor ya da çok sayıda bebek doğmuşsa hepsi ile ilgilenemeye biliyor.özellikle ilk 24 saat olmakla birlikte, ilk hafta bebekleri ve anneyi sürekli kontrol altında tutmamız hem bebeklerin hem de annenin doğumdan sonra oluşabilecek komplikasyonları vaktinde farkedebilmemiz için çok önemlidir.
bebekler doğdukdan 12 gün sonra gözleri açılmaya başlar 15-17. günlerde tam açılmış olur.bu günlerden itibaren onları yeni obje ve seslerle tanıştırmaya başlayabiliriz.
aynı zamanda bebeklerimiz 2 haftalık olduklarında parazit tedavilerine başlanmalıdır..
Bebeğimiz 3. haftasına geldiğinde dişleri çıkmaya başlar.Bu dönemden sonra kesinlikle anne sütü kesilmeden, ılık su ile şişirilmiş mamalar ile günde yarım ya da bir tanelik miktarlarla bebekler mamaya alıştırılmaya başlanmalıdır.Miktarlar her gün yada 2 günde bir biraz daha arttırılarak 1,5 aylık olduklarında tamamen mamaya geçilebilir.
bu tarihlerde bebekler anne köpeğin son aşılanma tarihine göre 45-50 günlük olduklarında ilk karma aşı ile aşılanmaya başlanmalıdırlar.
Bebeklerin 8-9 haftalık olana kadar anne ve kardeşlerinin yanında kalması önemlidir.Anne köpek onları hayata hazırlarken bir yandan da yavrularla olan bağını koparmak için ortam hazırlar.bu süreç hem psikolojik olarak, hem de sosyalleşme açısından her iki taraf için de çok önemlidir.
Anne köpek bebeklerini doğdukları andan itibaren bir eğitim programına tabi tutar,yemek içmek,tuvalet,hiyerarşi,beden dili,annelik,kemirle şiddeti gibi pek çok konuyu öğretir.Bunların hiç biri boşuna değildir,aslında bebekleri hayata hazırlayan derslerdir.Anneleri onları eğitirken biz de bebeklerimiz 8-9 haftalık olup da yeni evlerine gidene kadarki sürede onları farklı eğitimlere tabi tutmalıyız.Değişik zeminler,farklı büyüklükdeki ve ses çıkaran objeler,altından geçip üstünden atlayabilecekleri engeller,oyuncaklar,kişiler ve değişik hayvanlarla onları tanıştırmalı, zeka gelişimine katkıda bulunmalıyız.
Hiç bir yetiştirici doğacak bebeklerin karakteri konusunda asla güvence veremezse de,yapılan araştırmalarda,iyi beslenen,aktivitelerini düzgün yapan,huzurlu ve sakin bir ortamda hamilelik geçiren ve sık aralıklarla doğurtulmayan köpeklerden doğacak bebeklerin daha huzurlu,sakin ve zeka seviyelerinin daha yüksek olduğu,aynı şekilde ilk bebeklik dönemini anne ve kardeşlerinin yanında, çeşitli aktiviteler ve oyunlarla geçiren bebeklerin de daha hızlı öğrendiği,daha kendine güvenli yetişkin köpekler olduğu gözlenmiştir.
Bir bebek alırken bebeğinizin annesini,babasını mümkünse soy ağacını kontrol etmek isteyin.Özel ırk bir bebek alıyorsanız ırk standartlarına uygunluğunu kontrol edin.En önemlisi aldığınız bebeğin size uygun bir ırkın bebeği olduğundan emin olun.Her bebek güzel ve sevimlidir ama büyüdüğünde huyunun,ihtiyaçlarının nasıl olabileceğini mutlaka bilmeli ve doğru seçimi yapmalısınız.
Hiç büyümeyen bebeklerinizle mutlu,sağlıklı ve uzun bir ömür dilerim.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

annenın sütü azsa sütü olsun nıye yemk olarak ne vermemız gerekıyo acaba

Neşe Öztürk dedi ki...

Merhaba,
bu konuda veteriner hekiminiz daha iyi bilgi verecek ve sizi yönlendirecektir ancak bildiğim kadari ile yazayım;
öncelikle anne köpeğin hamileliğinin ikinci ayından itibaren yavru maması yiyor ve gerekiyorsa takviye vitaminlerini alıyor olması gerekir. Doğumdan sonra da süt verdiği sürece eğer kuru mama ile besliyor iseniz iyi kalite bir yavru maması vermeniz gerekir. Ayrıca kalsiyum takviyesi de yaparsanız bunun dışında başka bir mamaya gerek kalmaz. Bebekler emdikce anne sütü kuvvetlenir. Bebeklere 3-4. haftadan itibaren azar azar mama takviyesine başlayabilirsiniz. Hekiminize giderek annenin sütünün bebeklere yeterli gelip gelmediğini kontrol ettirebilirsiniz.

Unknown dedi ki...

Yararlı Bir yazı bir yavrunun hayatı kurtuldu sayenizde.teşekkür ederim.

Pozitif Eğitim Nedir?

Eğitim köpeklerimizle iletişim kurabilmenin ve hayatımız boyunca onlarla ortak bir dil oluşturabilmemizin, ortak duygular geliştirebilmemizin ilk şartıdır. Vereceğiniz eğitim köpeğinizle aranızdaki iletişimin derecesini oluşturur. Güvene dayalı bir sistemde köpeğinizin öğrenme becerilerini geliştirirken aranızdaki iletişimi de kuvvetlendirmiş olursunuz.

Pozitif eğitim sistemleri, hem insan hem de bütün canlılarla doğru iletişim kurabilmek isteyen insanların benimsediği, hayat tarzı olarak kabul ettiği, ödül merkezli, yapılan doğruları ödüllendirip, yanlışları göz ardı etmeye dayanan bir sistemdir ve canlının psikolojisini bozacak, kişilikliğini silecek, canını yakacak, sindirecek hiçbir fiziksel ceza içermez. Köpeklerimizin eğlenirken öğrenmesini, zekalarını geliştirmesini ve diğer canlılarla iletişim kurma becerisi kazanmasını sağlar. Pozitif eğitim sistemi her yaşta uygulanabilir ancak eğitime ne kadar erken başlarsak becerileri kazanmaları ve sorunların önlenmesi o kadar kolay olur. Sorunları önlemek tedavi etmekten her zaman daha kolaydır. Bu yüzden bebeğimizle yaşamaya başlamadan önce onunla nasıl yaşayacağımızı öğrenmeye, bebeğimiz geldiği andan itibaren de eğitimlere başlamalıyız.

Pozitif köpek eğitmeni olarak benim misyonum, köpeğinizle güvene dayalı sağlam bir ilişki kurmayı, sorunlar oluşmadan önlenmeyi, oluşan sorunların üstesinden gelmeyi ve nasıl itaatkar olacaklarını sizlere öğretmektir. Köpeklerimizle kurulan dostluklar, her ilişkide olduğu gibi çaba gerektirir, onunla vakit geçirmeyi ve eğitimiyle, profesyonel eğitmen gözetiminde bizzat ilgilenmeyi gerektirir.

Bu yorucu ama zevkli başlayan süreçde, sizin ömür boyu alacağınız ödül, sadık dostunuzun gözlerindeki minnet, sevgi ve bağlılıkdır. Bundan daha büyük bir ödül olabileceğini sanmıyorum.

Pozitif Köpek Eğitmeni

Neşe Öztürk